BÜTÜN ZAMANLARIN YABANCISI/ XXVII. BEN KAM

XXVII. BEN KAM

Ey yaz ikindileri, dut deren serçe mi olayım, dut dibinde deli mi?
Kendimle mi olayım öteli mi?
Bir yer var bilirsiniz, haritalarda adı geçmeyen bir başka yer,
Tinle ten arasındaki iğreti köprü yıkılınca asılı kaldığım mavimsi
beyaz boşluk.
Ey yaz ikindileri, ya su satıcısı olacağım ya da suyun kara yazgısı.
Bir büyük döngüye alacalı boncuklar dizen.
Bilirsiniz beni, kilisedeki Yahudi’yi; ikide bir çarmıha gerer kendini.
YaralarImı güneş dalar, yüreğimi akbabalar; beni koruyacak bir
babam yok ki!
Ey yaz ikindileri, biz çok yukarılardan geldik buralara suyu bulmak
için, kan içe içe.

Tam anlatabileceğim bir dil bulmuşken. Sakındım. Dil, bir yaban
kovuk, bütün zamanı sütle yazan; benim silik soluk ikizim. Oysa
bir cisme ihtiyacım var mı benim ey yaz ikindileri?
Ey yaz ikindileri, bir adım ötede zakkumlar var, ben yokum.
Cücelerin efendisi kutsal çarşı var, mor dutun feryadı var, ben yokum.
Bol ayrıntı var insanı bu karanlıkta oyalayan, atardamar uzmanı jiletler
var; bakır var tutuşur, kan var akışır. Sevgilim, sevgilim, sen ordasın!
Ben yokum.

Bir adım ötede ben ben değilim. İzbe bir meyhanedeyim ben, çarşıya
komşu. Şamanist bir tutkuyla kendimi süslüyorum; yitik aşklarla,
çıkılmamış yolculuklarla, başarılamamış intiharlarla. Kötü mimarlar
gibiyim, abartılı sevinçler kuruyorum içki sofralarına.
Kilisedeki Yahudi’yim, öylece kapana kısılmış gibiyim; suçum yok
biliyorum: İşte suçum bu. Ya da suçun ta kendisiyim.
Ey yaz ikindileri, ben bir imbikten başka neyim? İşim gücüm uçurum
ezberlemek değil mi? Artık duymuyorum sesimi. Duysam... dilimi
bilmiyorum ki!
Kilisedeki Yahudi, rolüne yeterince çalışmamış; hâlâ geyikler kurguluyor
çırılçıplak, kentin ıssız sokaklarında, ipek gergef üstüne kırmızı, sırf neşe.

Ey yaz ikindileri, ey zonklayan geçmişim, kopuzumda köpüren kara dil,
içer ve fışkırt beni.
Bu bir yuğ törenidir ki, mezarım bu şiirdir; olmayan bir dille bir ozan ne
anlatabilir ki!
Ey yaz ikindileri, despot kalplerin erince erdiği gamsız uzam; benin ben
olmadığı, çizgi dışı, oyun dışı.

(Patlattım sivilcelerimi, yüzümü yıkayıp boynumu ıslattım. Ezilmiş taze
ısırgan otu kokan odada bir çimdik tuz yaladım sigaradan önce. Aynada
gözlerimi görünce cinnetimden utandım; hohladım yüzüme, hohladım,
hohladım, hohladım! ...)
Ben kam.

Yorumlar

İzleyici Neye Bakıyor?