BÜTÜNZAMANLARIN YABANCISI/ IX. BEN AYIRTI

IX. BEN AYIRTI

Telgraf çağı çoktan bitmişti, telefonda aldım ölüm haberimi;
hangi zamandan kim aramıştı bilmiyorum. "Ben hiç doğma-
mıştım ki!" dedim, umursamadan; sanırım kimsecikler duymadı
beni.
Gece gibi bir geceydi, ay gibi bir ay doğmuştu kadın gibi bir
kadınla sevişiyordum.
Zamanlar arasında kurulan sanal ağdan hâlâ haberim yoktu
benim, şaşkınlığım bundandı.
Karşımda hâlâ yel değirmenleri görüyordum ben, şifreli mektup-
larla yeraltına asker topluyordum.
Her yer hâlâ kirliydi çünkü: ekmekler, gülüşler, gökyüzü, su ve
sevgilimin dudakları.
Ben hâlâ çıra ışığında mağara duvarlarına resimler yapıyordum,
nerden bilecektim düşmanla yapılan sanal anlaşmayı.
Ben hala kandil ışığında turşuyla rakı içiyordum atımı gül dalına
bağlayıp; On Binlerin Dönüşü'nü, Şehname'yi okuyordum
rüzgâra karşı.
Zalimin zulmü varsa bizim de dağlarımız var, diye türküler
ırlıyordum kendime cesaret vermek için.
Şıra yapıp şarap mayalıyordum Şirin'e olan duygularımı, dönül-
mez akşamın ufkunda kadeh tokuşturmak için Mevlana'yla.
Akşam, yine akşam, yine akşam; şimdi her şey yabancı bana ne
yana baksam.
Sinecek, sinip dinlenecek bir köşe arıyorum zamanda kendime,
bir tüberküloz mikrobu olarak.
Ben ayırtı.

Yorumlar

İzleyici Neye Bakıyor?