BÜTÜN ZAMANLARIN YABANCISI/XV. BEN KÖSNÜ

XV. BEN KÖSNÜ

Sıkı dokunmuş bir yaşam bu çınar yapraklarının ayasına, yıldızsız
bir geceye resmedilmiş ve söze.
Tuhaf, çok tuhaf bir tarih iğretilemesi yeryüzünden gördüğüm
yakınlık, bir dize.
Hititli bir subay ne arıyor bende gözlerini iri iri açarak? Doğu'nun
yiğit sesi değilim ki ben! Gize.
Haydi bir türkü çıkaralım buradan, ağzı var dili yok: Cünüptür
Narkissos kendisiyle sevişmekten acı kirecin suya değmesi gibi,
öze.
Benim ispirto uygarlığım böyle başlar modern zamanlarda;
Ortadoğu, Küçükasya, İonya: Ne kadar rezil of ursak o kadar iyi; artık
dönseniz e!
Bir düşü alkolde boğmak, kendi sınırında nöbetçi olmak, tutmak
bir erkek olmak en olmaz saatlerde.
En yasasız, en kanlı, en sivil diktatör; kendinden soyunmuş tanrı:
Kösnü.
İnsan bedenine kızıl kanatlarıyla pike yapan bir kartal Babil'in
asma bahçelerinde, kim bilir ne bulduğu.
Hiçbir kaba sığmıyor, hiçbir tuzlu suyla giderilemiyor, herkesin
herkesten umduğu.
Hiçbir kalem yazmadı, asla dile getirilemedi; yaşanamadı, yaşa-
namayacak olup olduğu.
Sırlar kitabından bir masal ki hiçbir dille alışverişi olmadı, beni
gizleyen ezel ebet; Süleyman'ın Belkıs'a duyduğu.
Hep çöl kızgınlığında bir damla olarak yaşandı, cızırtıyla; kanım-
da dolaşan akrep. Suyun oynaya dolduğu.
Bin bir kalemle yaslamadı, bin bir silgiyle silinemedi; tüketildi,
bitirilemedi. Nice canların solduğu.
Sıkı dokunmuş bir yaşam bu, karık çizgilerle dokunmuş, vahşi
boyalarla boyanmış.
Ben kösnü.

Yorumlar

İzleyici Neye Bakıyor?