BÜTÜN ZAMANLARIN YABANCISI/ IV BEN YOKUŞ

IV BEN YOKUŞ

Bir imgenin üvey oğluyum ben, imgenin silik imgesi; komşusu
yok'un.
Ya da bir kuşluk vakti Tûba ağacından derdim kendimi,
budunlara yabancı mıydım neydim?
Anamın rahmine soktum kolumu, ölü doğurdum kendimi.
Soğuktu zırıl zırıl terliyordum; trafik sıkışmıştı, bir yüzyıl
öncesini gösteriyordu bilgisayarlar; usumu ele geçiren
virüs silmişti beni.
Bütün kutsal kitaplar yok olmuştu birden: Ahd-i Atik,
Ahd-i Cedit, Kur'an, Devlet, Güneş Ülkesi, Ütopya,
Yeni Atlantis, Kızıl Elma, Kapital... ve bunların tersten
yazılmışları lanetlilerce.
Ben düşülkemi yitirmiştim ve artık epeyce kül'düm.
Ben iks.

Bir diyeceğim yok, yiten yitmiştir; biz sinekkaydı tıraş olalım.
Bir imgeye sığmıştır milyon kere milyon ömür. Ne deniz
yeniden başlar ne dağ ne de...
Kaydı tutulmamış ne çok acı var, ne çok!
Şarap deryasının, izmarit dağlarının ardından güneş doğmuyor
artık. 'Geyikli 'Gece' sonsuza dek yitti ya da olmadı hiç.
Keşke tersinden okusaydık her şeyi ya da dil bilmeseydik hiç.
Çağlayanlarda bir cennet düşü gibi yıkanmasaydı iki ten ya da
cin lambadan çıkmasaydı hiç.
Sabahlara kadar patlamış mısır yiyip masallar dinlemeseydik,
dolu bardağı boşa doldurmasaydık hiç.
İki kere ikinin dört ettiğini öğretmeselerdi bize; ırmakların ne
pahasına olursa olsun denizlere katıştığını; denizlerin de buhar
olup uçtuğunu. Bir ırmakta iki kez yıkanılamayacağını
öğretmeselerdi hiç, iki noktanın asla bir düzlem oluştumayacağını.
Çıkışın iniş demek olduğunu, en zor tırmanışın insanın kendine
yaptığı tırmanış olduğunu anlatsalardı bir punduna getirip.
Yine de bilmeseydik biz artıyla eksiyi çarpmayı, bir başkasıyla
tanımlamayı kendimizi.
Koku ne bilmeseydik, tat ne; olmasaydık hiç, varolmasaydık.
Yoktan yonga çıkarmayı göze alabilseydik keşke, karda
çırılçıplak sevişmeyi bir de.
Bir kılıçtaki parıltı olsaydık salt, kılıç bir ağaçkakanın gagası
olsaydı. 'Geyikli Gece' ülkemiz, ağaçkakan kralımız olsaydı.
Bir koşunun en terli yerinde, 'zaman doldu' deselerdi, zaman
doldu, uayndı Babilliler, üstelik çoktan yapıldı Kadeş Barışı.
Ama parayı bulan Lidya yıkıldı önce, benim sevgili abim
Hammurabi henüz doğmamıştı.
Keşke biz de olmasaydık ah, olmasaydık hiç. Yerçekimi
olmasaydı, evrim ve görecelik, büyük patlama olmasaydı hiç.
Şunlar da olmasaydı: Piramitler, İskenderiye Feneri, İnka ve
Maya Uygarlıkları, İlyada ve Odysseia, Şehname ve Hafız
Divanı, Ayasofya ve Selimiye, Sihirli Flüt, Dört Mevsim,
Dokuzuncu Senfoni, Ayçiçekleri, Guernica, Tanrısal Güldürü,
Maldororun Şarkıları, Sarhoş Gemi, Elsa'nın Gözleri, Faust, Böyle
Buyurdu Zerdüşt, Donkişot, 20 Aşk Şiiri ve Bir Umutsuz Şarkı,
Saman Sarısı, Memleketimden İnsan Manzaralarıi İskenderiye
Dörtlüsü, Hamlet, Ulyses...
Nuh o gemiyi yapmasaydı, Musa Sina'ya çıkmasaydı, Muhammet
Burak'a binmeseydi, İsa doğmasaydı, Süleyman Belkıs'a kur yapmasaydı,
İsmail o acıyı çekmeseydi, kızları karşısında umarsız kalmasaydı Lut;
Şeytan yüreğine gömseydi isyanını. Şehrazat bin bir yalan söylemeseydi;
Havva - tanrının en güzel nü'sü - cehennem değil cennet meyvesi olsaydı;
Zeus, atalarına eyvallah etseydi; oturduğu yerde otursaydı Gılgamış, Enkudu'yla
güzel bir ev kiralayıp; hırsızlık yapmasaydı Prometheus...
Şurada dört kol poker çeviseydik Caligula'nın atı (sahi neydi adı?), Pandora,
Khaos ve ben. Neronla Homeros erkete. En büyük blöfünü çekseydi Khaos,
karşısında tutunamasaydık hiçbirimiz. Tırnaklarını yiyerek kahkahalarla
alkışlasaydı onu Marx, zaman krallığının Nizamülmülk'ü.
Tepemizde ebabiller, ibisler, simurglar uçuşsaydı; keşke hep birlikte aynı
ırmakta yıkanabilseydik, varsız varlığımızı varlığına aktararak.
Ben yokuş.

Yorumlar

İzleyici Neye Bakıyor?