FACEBOOK SÖYLEŞMELERİ

 Türkiye’yi, Türkçeyi, Türkiyeliyi Seviyorum.

Seviyorum Facebook’taki tartışmaları; çünkü özgürce ve demokratik biçimde gelişiyor. Tartışmaya hiç ummadığınız kişiler katılıp çevreninizi hiç ummadığınız kadar genişletebiliyor. Tartışmaya yeni bir yön, yeni bir doğrultu verebiliyor. Tartışma iki kişilik olmaktan çıkıp çoklu tartışmaya evrilebiliyor. Gerçi, ara sıra da olsa sizi yönetmeye, kendi ezberlerini size dikte etmeye, dahası doğrudan doğruya komut vermeye kalkanlar da olmuyor değil. Daha beteri, tartışmaya kalın kafalıların, algılama güçlüğü çekenlerin, birtakım inançlara, savsözlere, ezberlere saplanıp kalmış kişilerin katılmaya çalışması. Bu durumda tartışmacılardan kimileri zıvanadan çıkıp tartışmanın düzeyini sıfırlayabiliyor. Sakıncaları da var elbet, yazdığınız her şeyin birilerince izlendiğinizi düşünmek, tartışmanın özgürce gelişmesine engel olabiliyor. Ya da karşılıklı öfkelenmek tartışmayı rayından çıkarabiliyor.  Ya da, ne bileyim, tartışmanın herhangi bir anında gırgıra bağlayıp tartışmayı sulandırılması… Facebook’ta tartışmanın avantajları da var; kanımca bunlardan en önemlisi tezlerinize, savlarınıza dayanak oluşturacak zengin kaynaklara çok kısa ulaşabilmenizdir. Bir diğer avantajı, istediğiniz an tartışmaya ara vererek, hemen karşılık verme baskısından kaçabilmeniz. İstediğiniz an ara verip istediğiniz an tartışmaya dönebilirsiniz. Üçüncü bir avantajı, yazdıklarınızı yeniden okuyup nesnel bir bakışla yeniden değerlendirmek için fırsatınızın olması. Yazdıklarınızı istediğiniz kadar silip yeniden yazabilirsiniz; böylece, öfkeye, gereksiz alınganlıklara, duygusallıklara vö. ilişkin çapaklardan kurtulabilmeniz de ayrı bir avantaj.

Yine bugün böyle bir tartışmanın içine düştüm, gece epeyce esrikken başlıktaki “Türkiye’yi, Türkçeyi, Türkiyeliyi seviyorum.” cümlesini kurmuşum. Vay sen misin “Türkiyeli”?


Yorumlar

İzleyici Neye Bakıyor?